30 Yıldan 30 Hayat Dersi Daha

Dün (23 Ekim 2011) 30. doğum günümdü. Büyük harflerle OTUZ. Kutlamak için Joshua’nın 30 Hayat Dersine eşlik edecek 30 hayat dersi daha yazdım.

1. İnsanların sizin hakkınızda nasıl hissettiği değil, sizin onları nasıl hissettirdiğiniz önemlidir. İlkokul birinci sınıftan itibaren lise yıllarına kadar tombul, çarpık dişli oldum ve özgüvenim düşüktü. Nasıl göründüğümle çok ilgilendim ve insanların beni nasıl gördüğüyle daha da fazla ilgileniyordum. Ne yazık ki, görünüş benim için her şeydi; ayrıca havalı çocuklarla takılmak konusunda sürekli endişelendim. Aslında arkadaş tercihlerime baktığımda, bazı harika insanları görmezden geldiğimi hatırlıyorum çünkü onlar “havalı” olarak düşündüğüm grupta değildi. Yaşlanmak, havalı çocukların hep mutlu çocuklar olmadığını gösterdi. İnsanların senin hakkında ne düşündüklerinin, senin onları nasıl hissettirdiğin kadar önemli olmadığını anladım.

2. Tüm önerileri dikkate alın. “Ah, o zaman şimdi bildiklerimi bilseydim.” Ailemden ve büyüklerimden bunu kaç defa duyduğumu hatırlamıyorum. Şimdi, 30 yaşındayken ne anlama geldiğini tamamen anlıyorum. Ailelerimizin yaşlandıkça gözümüze ne kadar zeki göründüğü şaşırtıcı. Birçok durumda, eğer ailemin ve büyüklerimin tavsiyelerini dinleseydim, dersleri zor yoldan öğrenmekten kaçınabilirdim. Bunu fark ettiğimde, bana söylenenlerle aynı fikirde olmasam bile, en azından dikkate alacağıma dair kendime bir söz verdim. Neyse ki, bu neyi değiştirmem gerektiğini düşünmem için beni aynaya bakmaya zorladı.

Hayat Dersi

3. Mutluluk içeriden gelir. Denemelerimizde yazdığımız gibi, sahip olduklarımızın bizi tanımlamalarına izin vermek, eninde sonunda bir boşluk hissine yol açıyor. Mutluluğun sahip olduğumuz şeylerden değil içeriden geldiğini fark ettik.

4. Şu anda sahip olduklarınızdan memnun olana kadar hiçbir zaman daha fazlasıyla mutlu olmayacaksınız. Bu kadar basit. Çoğu durumda, şu anda sahip olduğumu takdir edene kadar, genellikle hayatta daha fazla ödüllendirilmediğimi öğrendim.

5. Affetmek inanılmaz derecede önemlidir. Gerçekten bana kin tutan ve beni haksız görenlere karşı iyi bir iş çıkardım. İncil’de derin bir deyiş var: “Başkalarını da kendini affettiğin gibi özgürce affet.” Bir şeylerin nasıl gideceğini ve başkalarını nasıl kolayca affedeceğimi öğrendiğimde, çok daha mutlu bir insan haline geldim. Aslında, affettiğim yanlış ne kadar büyükse, o kadar iyi hissettim.

6. Gerçek arkadaşlarınızı keşfedin. Yine büyürken ailemden -büyükanne ve büyükbabam- sıkça duyduğum bir şey. Kesinlikle haklı olduklarını şimdi anlıyorum. Büyüdükçe kimin gerçekte arkadaşın olduğunu, kimin olmadığını anlarsın.

7. Dürüst olmak her zaman doğru şeydir. Bu, büyükanneme likörlerinden aşırdığımı itiraf ettiğimde kazara öğrendiğim bir şey. O zaman on sekiz yaşındaydım ve onunla yaşıyordum. Bana doğru olup olmadığını sorduğunda yalan söylersem, bana artık güvenemeyeceği için evinden ayrılmamı isteyeceğini söyledi. Hayatta dibe vurduğum halde bile dürüstlüğün beni daha az cezalandırdığını ve daha çok güven kazandırdığını gördüm.

8. Eğer yalan söylersen, yakalanırsın. Bu benim hayatım için çok doğru. Eğer yalan söylersen, muhtemelen orijinal yalanı örtbas etmek için daha fazla yalan söylemen gerekecek. Bu bir kısır döngü.

9. Dürüstlük önemli olsa da, tamamen şeffaf olmam gerekmiyor. Kalbimi herkese açma ve yorumlarım konusunda gereğinden fazla açık olma eğilimim her zaman olmuştur. Sırf bir şey doğru olduğu için bunu söylemek zorunda olmadığımı öğrendim – kafama giren her düşünceyi paylaşmam gerekmiyor.

10. İnsanlar özü itibariyle iyidir. Yalan söyledim, eleştirildim ve kötü muamele gördüm, bu da biraz alaycı olmama ve insanlardan en kötüsünü beklememe neden oldu. Bu yıl nihayet, bana kötü muamele gösterenlerin bile bir anlamda hala iyi olduğunu anladım. Hiçbirimiz mükemmel değiliz. Bu benim daha az alaycı olmamı sağladı.

11. Yavaşlayın. Bu, üzerinde çalışmaya devam ettiğim bir şey: hepimizin bunaldıkça kendimizi yavaşlatması, nefes alması ve yeniden düzene sokması gerekiyor.

12. İş yerindeki dost canlısı gözüken herkes mutlak arkadaşınız değildir. Bu zor yoldan öğrenilen bir başka ders. Kime sıcak davrandığınıza ve açıldığınıza dikkat edin.

13. Kendinize sadık kalın. Eğer doğru hissettirmiyorsa, iyi hissettirmiyorsa, kendin gibi hissettirmiyorsa – o zaman yapma. Bu tavsiyeye uyduğumda çok mutlu olduğumu gördüm.

14. Her karar önemlidir. Bu hala lisedeki kardeşlerime aşılamaya çalıştığım bir şey. Verdiğimiz her karar geleceğimizi etkiler: sıfır etkili karar diye bir şey yoktur.

15. Emeksiz yemek olmaz. Verdiğimiz her kararın bir bedeli vardır. Bu bedel: zaman, duygusal bir yük, para ya da başka şeyler olabilir.

16. Sanki öyleymiş gibi davran. Bu, “Boiler Room” filminden bir alıntı. Filmi izleyeli on yılı geçti ama bu bölüm hala aklımda. Bu aynı zamanda şöyle de ifade edilebilir: “Olmak istediğiniz dünyadaki değişiklik siz olun.”

17. “Hiç kimse izniniz olmadan kendinizi daha aşağıda hissetmenize neden olamaz.” -Eleanor Roosevelt. İnsanların sizin hakkınızda ne düşündüğünü veya söylediğini umursamanız gerekmez. Söyledikleri veya düşündükleri şey, yalnızca siz doğru olduğuna inanıyorsanız geçerlidir. Kimsenin seni alt etmesine izin verme.

18. Yaşamın en derin tavsiyelerinin bir kısmı klişelerle ifade edilir. “Olmak istediğin her şey olabilirsin,” “Hayat çok kısa,” “Zaman her şeyin ilacıdır,” “Sabredenlerin başına iyi şeyler gelir” vb. Bunu tatsız gözüktüğü için göz ardı etmeyin.

19. Önemsiz şeyleri dert etmeyin. Bu yaşlandıkça gerçekten takdir ettiğim bir şey. Affetmek, kıskançlıktan ve hayattaki olumsuz şeylerden uzak durmak artık benim için daha kolay.

20. Hepsi küçük şeyler. Hayatınızı değiştirecek birkaç deneyiminiz olana kadar bunu anlamanız çok zor. Sorunlarımın ne kadar küçük olduğunu kendimle, arkadaşlarımla ve ailemle yaptığım derin konuşmalar sonucunda anladım.

21. Sağlığınıza dikkat etmezseniz, hızlı bir şekilde kaybolur. Bunu daha uzun bir şekilde ifade etmem gerektiğini düşünmüyorum. 30 yaşından büyükseniz, tam olarak neden bahsettiğimi biliyorsunuz.

22. İlişkiler önemlidir. Bu ders her türlü klişeleşmiş düşünceyi gündeme getiriyor. Öncelikle, her şey ne kadar fazla insan tanıdığınızla ilişkilidir, daha fazla insan tanıdıkça işler daha da kolaylaşır. İkincisi, ilişkiler emek vermeyi gerektirir – geçmişteki kız arkadaşlarımla olan ilişkilerime bakınca bunu daha net bir şekilde görebiliyorum. Bunu bilmek şu anki kız arkadaşımla olan ilişkimizde inanılmaz derecede yardımcı oldu: Daha fazla sabrediyorum ve emek veriyorum. Üçüncüsü, eğer kaçınabiliyorsanız herhangi biriyle köprüleri yakmayın: kaderinizde neler olduğunu asla bilemezsiniz.

23. Hayatı tutkuyla yaşayın. Hayatımda tutku olmasaydı ölümüne sıkılırdım. Sıkılıyorsanız tutkularınıza odaklanın. Eğer tutkularınız için zamanınız yoksa zaman yaratın.

24. Büyüyemiyorsanız, ölüyorsunuz. Hayatta büyüyemiyorsanız, sadece günlerinizi boşa geçiriyorsunuz demektir.

25. Katkıda bulunun. Bir başkasına veya topluluğa katkıda bulunmak kendini iyi hissettirir. Katkı, beni en çok hayatta hissettiren şey. Başkalarına katkıda bulunmak beni motive ediyor, sabahları erken kaldırıyor ve bana ilham vermeye devam ediyor.

26. Yirmi yıl sonra, yaptıklarınızdan daha çok yapmadığınız şeylerden pişman olacaksınız. Bu sürekli kendime hatırlattığım bir şey. Örneğin lisans derecemi ele alalım. 25 yaşımdayken kendime şunu sordum: 5 yıl çalışıp diplomamı almayı mı yoksa 30 yaşında hala bu hayali kurmayı mı istiyorum. Diploma benim için bir zorunluluk değildi ama şu an bu kararı 5 yıl önce verdiğim ve devamını getirdiğim için iyi hissediyorum.

27. Hayat şimdi, burada! Hayatın elinizden kaçmasına izin vermeyin. İşten eve geldiğimde unuttum. Patronlarım için geç saatlere kadar çalışırken unuttum. Otobüsten inip eve gelirken unuttum. Bu cümleleri kurmamak için hayatı, şu anı yaşamayı unutmayın.

28. Bırakmayı öğrenin. Bu benim için zor bir dersti, ama doğru bir amaca hizmet ediyor. Bazen işlerin kendi yolunda gitmesine izin vermek daha iyidir. İşverenimin beni nasıl harap ettiği ya da o adamın nasıl terfimi engellediği hakkında şikayet etmeye devam edebilirim, ama gerçekte bunların hiçbiri önemli değil.

29. Her şey değişir. İşler günden güne farklı görünmüyor, ancak on yıl geriye baktığınızda her şeyin çok farklı göründüğünü anlayacaksınız. Kesin olan bir şey var: değişim mutlaktır ve buna göre plan yapmalıyız. Kendini kandırma.

30. Ertelemek işe yaramaz. Bu benim için en önemlilerinden biri. Bir şeyi ne kadar erteleyeceğimin önemi yok, ertesi gün hala orada beni bekliyor olacak. Bunu aklından çıkarma.

Bu yazının orijinali Ryan Nicodemus tarafından yazılmış ve TheMinimalists.com adresinde yayınlanmıştır. Türkçe’ye çevirisi Necmiye Beste Özen Çetin tarafından Sadecilik.com için yapılmıştır.

The Minimalists’e ait diğer çevirileri okumak için the minimalists etiketine ya da tüm çeviri kaynakları incelemek için Çeviri kategorisine göz atabilirsiniz.

Kaynak: theminimalists.com/30more

İlginizi çekebilir

2 yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir