Minimalizm Nedir?

TDK’nın Güncel Türkçe Sözlük’ünde minimalizm ve minimalist kelimelerinin bir karşılığı bulunmuyor. Buna karşın minimal kelimesi minimum, asgari karşılığı ile sözlüğe eklenmiş. Yabancı sözlüklerde ise minimalizm 1960’larda  ortaya çıkan sanat akımı olarak tanımlanıyor. Günümüzde minimalizm sadece bir sanat akımı olmaktan çıkmış durumda. Sanat, tasarım, sinema, müzik ve mimari konseptlerde yer edinen minimalizm artık bir yaşam biçimi olarak hayatımızda yer buluyor. Sadecilik’in amacı minimalizm fikrinden yola çıkarak yaşam tarzımızı değiştirmek olduğu için bu yazıda daha çok minimalist yaşam felsefesinden ve minimalizmin ne demek olduğundan bahsedeceğim. Sanatın ve hayatın farklı alanlarında minimalizmin yansımasını ise bol bol örnekle bezeli yeni yazılarda anlatmayı planlıyorum.

Devamını Oku

Sadecilik Nedir ve Neden Sadeleşmeye Karar Verdim

Sadecilik Nedir?

Minimalizm, zen, sadeleşme, konmari bu terimlerin bir kısmını muhtemelen hayatınızın bir noktasında işitmişsinizdir. Bazen bir sanat akımı bazen bir uzakdoğu felsefesi bazen de bir tekniği ifade eden bu kelimelerin ortak yanı hepsinin dengeyi savunması, az ile çokun dengesi. Bir süredir bu kavramları ve teknikleri özümseyerek hayatımın bir parçası haline getirmeye çalışıyorum ve tüm bu süreci anlatmak için de sadecilik kelimesini uygun gördüm. Son bir kaç yıldır kullanıldığı ve henüz dilimize yerleşmediği için TDK’ya göre resmi bir karşılığı olmasa da kendini ifade eden bir kelime olduğunu düşünüyorum. Bana göre sadecilik hayatın her alanında kaynak kullanımını optimize ederek daha özgür, sağlıklı ve mutlu olma çabasından ibaret.

Neden Sadeleşmeye Karar Verdim?

Öncelikle benim için hiç de kolay bir süreç olmadığını ve yavaş işlediğini söylemem gerek. Yola çıkarken kolay olmayacağını biliyordum fakat etkilerini gördükçe daha fazla motive oldum ve devam etme gücünü buldum. Sadeleşmeye karar vermem fiziksel ve ruhsal olarak çok fazla gereksiz ağırlık taşıdığımı farketmemle başladı. Sade kelimesinin tam karşıtı olan hayatım, enerjimi verimli kullanmadığımı düşünmeme sebep oldu. Bunun en gözle görülür örneği fiziksel dağınıklığımdı. Son 10 yılda 3 farklı şehirde 10 farklı evde yaşadım ve yurt içinde çok fazla seyahat ettim. Ortalamanın üstündeki bu mobilite ve göçebe hayat tarzının getirdiği taşınma ve düzen kurma meşgalesi bir yerden sonra hafifleme ihtiyacını doğurdu. En kolay vazgeçebildiğim eşyalarım olan kıyafetlerimden başlayarak sadeleşmeye çalıştım. Zamanla bu metodun işe yaradığını ve sadece kıyafetlerimi düzene sokmanın bile beni ne kadar rahatlattığını görünce bu felsefeyi hayatımın geri kalanına da uygulamaya karar verdim. Şu an gardrobumu düzenlemeyi büyük ölçüde bitirdim ve 2 yıldır kapsül gardırop diye anılan minimum sayıda ve çeşitlilikte kıyafetle günlük yaşamıma devam ediyorum. Kıyafetlerim dışında kitaplığım ve kişisel eşyalarımı da büyük ölçüde düzenledim. Sırada bu felsefeyi hayatımın geri kalan alanlarına uygulamak ve uygulamalarımı iyileştirmek var.

Devamını Oku