Ne Olur Ne Olmaz Diye Tuttuğumuz Eşyalardan Kurtulmak: 20/20 Kuralı

Bazı şeyleri ne olur ne olmaz diye tutmaya devam ederiz. Bırakamayız çünkü gelecekte bir gün işimize yarayabileceğini düşünürüz. Özellikle kısa süreli tatil ve yolculuklarda lazım olur diye çantamıza doldurduğumuz eşyaların çoğuna hiç dokunmadan geri döneriz.

Tüm bu eşyaları bir kenarda tutmamıza gerek yok. Her ihtimale karşı diye bırakamadığımız eşyaları nadiren kullanırız. Orada dururlar, yer kaplarlar, yolumuza çıkarlar, bizi aşağı çekerler. Çoğu zaman onlara ihtiyaç bile duymayız, sadece orada var olduklarını bilmek bizi rahatlatır.

Gelecekte ihtiyacımız olduğunda elimizin altında olmasını sağlamak için “şu an”dan feragat etmeye hazırızdır. Ancak, bu “ne olur ne olmaz” eşyalarını hayatımızdan çıkarabilirsek tükettikleri alanı yeniden kazanır ve bizi aşağı çekmelerine izin vermemiş oluruz.

Biz, son birkaç yılda bu eşyaların büyük çoğunluğunu bıraktık. Hatta kitabımızın tanıtımı için çıktığımız son turnede yanımıza “ne olur ne olmaz” diye aldığımız hiçbir şey olmadı. Ve böylelikle 20/20 Kuralını da test etmiş olduk.

Peki Nedir Bu “20/20 Kuralı”?

Gerçekten ihtiyacımız olmayan ve bıraktığımız her şeyi, mevcut konumumuzda 20 dakikadan daha kısa sürede ve 20 dolardan daha az bir maliyetle değiştirebiliriz.

Bu hipotez bizim için %100 doğruluğunu kanıtladı. Şimdiye kadar bıraktığımız hiçbir şeye bu kurallar dışında erişemediğimiz olmadı. Hatta bu eşyalara düşündüğümüzden çok daha az ihtiyacımız olduğunu keşfettik. (ikimiz için toplamda beş defadan az). Fakat hiçbir zaman 20 dolardan fazla ödeme yapmak zorunda kalmadık veya bunun için 20 dakikadan fazla zaman harcamadık.

Sonuç olarak, bu teorinin zamanın %99’unda, “ne olur ne olmaz” diye elimizde tuttuğumuz eşyaların %99’unda ve tanıştığımız insanların %99’unda işe yaradığını farkettik.

Daha da önemlisi, her ihtimale karşı diye tutulan yüzlerce eşyayı hayatımızdan çıkardıktan sonra bir çoğuna gerçekten ihtiyacımız olmadığını farkettik ve yerine koymamıza da gerek kalmadı.

Kapladığı alan ve maliyetini göz önünde bulundurunca bazı şeyler bize gerçek yüklermiş gibi görünmeyebilir. Fakat tüm bu eşyalardan kurtulmak zihnimizi temizler. Bize daha fazla alan yaratır ve en önemlisi omuzlarımızdan büyük bir yükü alır, bizi hafifletir.

Peki sizin “ne olur ne olmaz” diye tuttuğunuz eşyalar nelerdir?

Editörün Notu: 20 Dolar yerine 20 Lira gibi de düşünebilirsiniz. Fakat rakamlara takılmayın lütfen. 20/20 Kuralının arkasında yatan fikir küçük bir maliyetten korktuğumuz için yıllar boyunca minik yükleri sırtımızda taşımanın maliyetinin çok daha ağır olduğudur. Bu kuralı sadece sahip olduğunuz eşyalardan kurtulmak için değil aynı zamanda yeni bir eşya satın alacağınızda da hatırlayın. Gerçekten şu anda ihtiyacınız olduğu için mi satın alıyorsunuz yoksa bir gün ihtiyacınız olabilir diye mi? Bir de yabancıların çok aklına gelmeyen ama bizim kültürümüzde yeri olan bir çözüm daha var tabii: ödünç almak. Bir şeye ihtiyacınız olduğunda eğer yakın zamanda bunu tekrar kullanmak için bir zorunluluğunuz olacağını düşünmüyorsanız arkadaşlarınızdan, çevrenizden ödünç almayı değerlendirin. Büyük ya da küçük verdiğimiz her tüketim kararının dünyamıza bir etkisi olduğunu unutmayın.

Bu yazının orijinali Joshua Fields Millburn ve Ryan Nicodemus tarafından yazılmış ve TheMinimalists.com adresinde yayınlanmıştır. Türkçe’ye çevirisi Aylin Bekil tarafından Sadecilik.com için yapılmıştır.

The Minimalists’e ait diğer çevirileri okumak için the minimalists etiketine ya da tüm çeviri kaynakları incelemek için Çeviri kategorisine göz atabilirsiniz.

Kaynak: theminimalists.com/jic

İlginizi çekebilir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir