Yalnız Geçirilen Zaman

Güneyde bir şehirde tek başıma yürüyorum, ama yalnız değilim.

Eskiden kendimle ilgili yanlış bir şeyler olduğunu düşünürdüm. Yirmili yaşlarım boyunca, normal, toplumun işleyen bir bireyi olmak için yapmanız gereken şeyleri yaparak sosyal normları takip ettim. İşten sonra iş arkadaşlarımla dışarı çıkmak, her akşam ve her hafta sonunu arkadaşlarla geçirmek, sıradan ve boş sohbetlerle zaman öldürmek. Her zaman bir şeylerle meşgul, her zaman çalışır durumda ve hep birileri ile birlikteydim.

Ama bu sürekli iletişim beni yıprattı. Sık sık içinde olduğum durumdan memnun olmadığımı hissediyordum. Garip bir şekilde asla yalnız olmamak beni yalnız hissettirdi.

Sonrasında yirmili yaşların sonuna yaklaşırken keşfettim ki ne zaman kendim için zaman ayırsam daha mutlu hissediyordum. (sonuçta ben içe dönük bir kişiliğe sahiptim / INTJ Kişilik Tipi) Ama merak etmeyin bu tatsız bir “Kendinize zaman ayırın” hatırlatması değil, aksine kendi bireyselliğinizi kabul etmeniz için bir hatırlatma – kendi kişiliğinizi.

Continue Reading

Minimalizm ile Kendinize Zaman Ayırmanın 5 Yolu

Günlük hayatlarımız gürültüyle doldu ve her geçen gün bu gürültüyü azaltmak daha da zorlaşıyor.

Kendi başımıza olmanın keyfini sürdüğümüz alanlar bile kuşatıldı. Hava limanının bekleme odasında monitörlerle gözümüze sokulmaya çalışılan reklamlar, market sırasında beklerken kafamıza sokulmaya çalışılan kötü müzikler ve hatta kitapçılarda (en azından geriye kalan bir kaç tanesinde) çevremizi saran reklam sloganları ve görsel dağınıklık bizi asla yalnız bırakmıyor.

Sözde kontrolümüz dahilinde olan ortamlarda ise durum daha fena: televizyonlarımız, internet bağlantılarımız, akıllı telefonlarımız, tabletlerimiz ve sonsuz teknik “ilerlememiz” uyanık olan her anımızın şirketlere pazarlanması için bir araç haline geldi.

Continue Reading

Minimalizm: Önemli Şeylere Dair Bir Belgesel

Minimalizm: Önemli Şeylere Dair Bir Belgesel

Joshua Fields Millburn ve Ryan Nicodemus’un “the minimalists” blogu minimalizme dair takip ettiğim başlıca yabancı kaynaklardan. Joshua ve Ryan iki çocukluk arkadaşı. 30’lu yaşlara yaklaşırken her ikisi de hayatlarında bir dönüm noktasına yaklaşıyor. Joshua aynı ay içerisinde annesini kaybediyor ve evliliği son buluyor. İçinde bulunduğu dönemde pek ne yapacağını bilemeyen Joshua’ya Twitter’da gördüğü bir tweet rehberlik ediyor. Bir başka gezgin ve minimalist olan Colin Wright’ın attığı tweet ile minimalizmi keşfeden Joshua daha fazla araştırmaya ve uygulamaya başladıkça hayatındaki değişimleri görüyor. Yakın arkadaşı olan Ryan Joshua’daki bu değişimi farkedip mutluluğunun sebebini sorduğunda ikilinin omuz omuza devam ettiği minimalizm yolculuğu başlamış oluyor. Colin’in de tavsiyesiyle 2010 yılında the minimalists adlı websitelerinde minimalizm hakkında yazmaya başlıyorlar. 2011 yılında çalıştıkları kurumsal şirketten ayrılıp minimalizm üzerine yazmaya odaklanıyor ve ilk kitapları Minimalizm: Anlamlı Bir Yaşam kitabını çıkarıyorlar. 2016 yılında ise “Minimalizm: Önemli Şeylere Dair Bir Belgesel” adlı minimalizm belgeselleri sinemada gösterime giriyor.

Continue Reading