Denemeyi Bırak

İşte oradasın, ayaklarının altındaki tozlu beton zemin üzerinde duran tek bir ahşap sandalye dışında boş, şehrin kenarında bir yerde, terk edilmiş bir binada, geniş bir deponun ortasında duruyorsun. Etrafa bakınıyorsun. Sadece sen, sandalye ve farklı on yıllardan kalan dağılmış enkaz parçaları ve kentin sessiz sesleri.

Görevin: sandalyeyi almayı denemek

Fakat bu eşsiz bir problem ortaya çıkarıyor, değil mi? Görüyorsun, onu almayı deneyemezsin, ya alırsın, ya alamazsın, yapabilirsin ya da yapamazsın, başarabilirsin ya da başaramazsın fakat deneyemezsin.

Continue Reading

Kendimize Uyguladığımız Baskı

Günümüzde insanlar her zamankinden daha stresli. Üzerimizde tarihin herhangi bir aşamasında gerçeklemiş olandan çok daha fazla baskı var.

  • Televizyonunda, kürdan gibi sıfır beden mankenleri ve ekranı kaplayan kuvvetli, seksi erkekleri izliyorsun. Senin de bu şekilde görünmen gerekiyor.
  • Radyonda, gerçekliği kendinden ibaret gören, Hummer kullanan rap yıldızlarını ve şampanyalar patlatıp, sorumsuzca yaşamlarını ilan eden pop yıldızlarını dinliyorsun. Senin de bu şekilde tüketmen gerekiyor!
  • İş yerinde, insanların diğer iş arkadaşları hakkında hatta senin hakkında yaptıkları dedikoduları fark ediyorsun. Senin de bu şekilde davranman gerekiyor. Çünkü şehirdeki en yüksek binaya sahip olmak için, diğerlerini yıkmak zorundasın.

Tüm bunlar şunu söylemek için yeterli, baskı hepimizi sarmalamış durumda.

Ya da gerçekten öyle mi?

Continue Reading

Zararlı İlişkilerden Kurtulmak

Bazı ilişkiler özellikle tehlikelidir. Başka bir insanla başarılı bir bağ kurmak için gerekli özellikleri göz önünde bulundurmadan – kesintisiz destek, karşılıklı güven ve sevgi dolu cesaretlendirme gibi önemli özellikler – çoğu zaman rahatsız ilişkiler kurarız. Bir ilişki yalnızca yakınlıktan ya da tek başına kimyadan doğduğunda, başarısızlığa uğrar. Anlamlı bir bağlantı kurmak için bir kişinin fiziksel varlığından daha fazlasına ihtiyacımız var, fakat rutin olarak insanları etrafımızda tutarız çünkü alışılmış olan budur.

Bir meslektaş, okul arkadaşı ya da her zaman orada olan biriyle bağlantı kurmak, hayatlarımıza gerçek bir değer katmasalar bile kolaydır. Bu ilişkilerin içinde kalmak daha da kolaydır: eski ilişkiler rahattır ve yeni ilişkilere başlamak zordur. Yeni ilişkiler emek sarf etmeyi gerektirir, pek çok değerli şeyin gerektirdiği gibi.

Continue Reading

Yalnız Geçirilen Zaman

Güneyde bir şehirde tek başıma yürüyorum, ama yalnız değilim.

Eskiden kendimle ilgili yanlış bir şeyler olduğunu düşünürdüm. Yirmili yaşlarım boyunca, normal, toplumun işleyen bir bireyi olmak için yapmanız gereken şeyleri yaparak sosyal normları takip ettim. İşten sonra iş arkadaşlarımla dışarı çıkmak, her akşam ve her hafta sonunu arkadaşlarla geçirmek, sıradan ve boş sohbetlerle zaman öldürmek. Her zaman bir şeylerle meşgul, her zaman çalışır durumda ve hep birileri ile birlikteydim.

Ama bu sürekli iletişim beni yıprattı. Sık sık içinde olduğum durumdan memnun olmadığımı hissediyordum. Garip bir şekilde asla yalnız olmamak beni yalnız hissettirdi.

Sonrasında yirmili yaşların sonuna yaklaşırken keşfettim ki ne zaman kendim için zaman ayırsam daha mutlu hissediyordum. (sonuçta ben içe dönük bir kişiliğe sahiptim / INTJ Kişilik Tipi) Ama merak etmeyin bu tatsız bir “Kendinize zaman ayırın” hatırlatması değil, aksine kendi bireyselliğinizi kabul etmeniz için bir hatırlatma – kendi kişiliğinizi.

Continue Reading