Dave Brailsford 2010 yılında İngiltere profesyonel bisiklet takımı Team Sky’ın başına getirildi. 2010’a kadar hiçbir İngiliz takımı bisiklet sporunun en prestijli yarışlarından biri olan Tour de France’i (Fransa Bisiklet Turu) kazanamamıştı. Dave Brailsford bunu değiştirmek için göreve geldi.
Brailsford’un yaklaşımı basitti “marjinal kazanımların bir araya gelmesi” olarak adlandırdığı bir konsepte inandı. Bunu “yaptığınız her şeyde iyileşme için %1’lik bir pay” olarak açıkladı. Bisikletle ilgili her alanda sadece %1 iyileştirmeyi yakalayabilirse, bu küçük kazançların kayda değer gelişmelere yol açacağına inanıyordu.
İlk bakışta aklınıza gelebilecek temel şeyleri optimize ederek işe başladılar: sporcuların beslenmesi, haftalık eğitim programı, bisiklet selesinin ergonomisi ve lastiklerin ağırlığı. Ama Brailsford ve ekibi orada durmadı. Diğer ekipler tarafından gözden kaçırılan, önem verilmeyen minik alanlarda %1’lik iyileştirmeler bulmak için çabaladılar. Her bir sporcu ile ayrı ayrı yapılan çalışmalarda en iyi uykuyu sağlayan yastığı keşfettiler ve kaldıkları otellere yanlarında götürdüler. Hangi pozisyonda daha rahat uyuyabileceklerini araştırdılar. En etkili masaj jelini bulmak için çalıştılar. Sürücüler enfeksiyondan korunmak için ellerini nasıl yıkaması gerektiğine dair bir eğitim bile aldı. Akla gelebilecek her alanda %1’lik iyileştirmeler aradılar.
Brailsford, bu stratejiyi başarılı bir şekilde uygulayabilirlerse, Team Sky’ın beş yıl içinde Tour de France’ı kazanacak bir konumda olacağına inanıyordu. Fakat yanıldı. Üç yıl içinde kazandılar.
2012 yılında, Team Sky’ın sürücülerinden Sir Bradley Wiggins, Tour de France’ı kazanan ilk İngiliz bisikletçi oldu. Aynı yıl, Brailsford 2012 Olimpiyat Oyunları’nda İngiliz bisiklet takımına koçluk yaptı ve Team Sky mevcut altın madalyaların yüzde 70’ini kazanarak olimpiyatlara damgasını vurdu. 2013 yılında, Team Sky, Tour de France’ı tekrar kazanarak, bu kez de Chris Froome ile başarısını tekrarladı. Chris Froome daha sonra 2015, 2016, ve 2017’de de birinciliği kazanarak takımını efsaneler arasına taşıdı. Bir çok spor yazarı Team Sky’ı son 10 yılın en iyi modern bisiklet takımı ilan etti.
Şimdi kendimize sormamız gereken önemli soru şu: Brailsford’un yaklaşımından neler öğrenebiliriz?
Fark Yaratan %1’leri Bir Araya Getirmek
Gün içinde kırılma noktasını yaşadığınız bir anın farkında olmamanız ya da her gün verdiğiniz kararların kalitesini sorgulamamanız gayet normal. Fakat iyi ya da kötü sahip olduğumuz her alışkanlık gün içinde verdiğimiz küçük kararların sonucu olarak ortaya çıkıyor. İlginç olan alışkanlıklarımızı değiştirmek istediğimizde bunu kolayca unutmamız. Değişimin anlamlı olduğuna inanmak için daha görünür, daha büyük bir sonuç arıyoruz. Kilo vermek, bir iş kurmak, dünyayı dolaşmak ya da başka bir hedef olsun kendimizi bu büyük sonuçlara odaklanmış ve paralize olmuş halde buluyoruz. 10 kilo daha zayıf olmak, iş kuracak sermayeyi biriktirmek, tüm dünyayı dolaşacak cesareti bulmak için kendimize baskı yapıyoruz.
%1 oranında daha iyi olmayı dikkate değer görmeyebilirsiniz (çoğu zaman farkedilebilir bile değildir) fakat uzun vadede birikim etkisi %1’in gücünü katlayarak göstermesine sebep olacaktır. Halen gözünüzde canladırmakta zorlanıyorsanız bir de şöyle düşünün: Bu kalıp aynı şekilde tersine de çalışır. Kazançlar yerini kayıplara bıraktığında kendinizi kötü sonuçlarla veya kötü alışkanlıklarla sıkışmış bulursanız, bu bir gecede gerçekleşen bir şey değildir. Bir çok küçük yanlış karar sonunda bir soruna yol açar.
Başlangıçta, yüzde 1 daha iyi ya da yüzde 1 daha kötü bir seçim yapmak arasında görünebilir bir fark yoktur. Başka bir deyişle, bugün sizi pek etkilemeyecektir. Ancak zaman geçtikçe, bu küçük gelişmeler ya da düşüşler günlük bazda sizden biraz daha iyi kararlar alan kişilerle aranızdaki farkın görünür bir şekilde açılmasına sebep olacaktır. Küçük seçimlerin etkisini bugün göremeseniz de uzun vadede arada oluşacak farkı grafikte görebilirsiniz.
Tour de France örneği size uzak bir konu olarak görünebilir. Fakat küçük kazanımların bir araya geldiğinde oluşturduğu bir sonuç olarak görürseniz bu hikayeden kendinize bir pay çıkarabilirsiniz. Çoğu insan başarıdan bir büyük bir olay gibi bahseder. Kendinizi 50 kilo vermek, başarılı bir iş kurmak ya da Tour de France’i kazanmaktan büyük bir başarı gibi bahsederken bulabilirsiniz. Gerçek şu ki hayattaki önemli şeyleri çoğu tek başına değerlendirilebilecek olaylar değildir. Bir şeyi yüzde 1 daha iyi ya da daha kötü yapmayı seçtiğimiz tüm anların toplamıdır.
Bugün hedeflerinizi tekrar değerlendirin ve karşınızda aşılmaz duvarlar ya da daha kötüsü sizin aşamayacağınız duvarları görmeyi bırakın. Küçük seçimlerin ve alışkanlıkların hayatımıza olan etkisi birikimli olmasının bir sonucudur.
Peki sizin hayatınızda gerçekleştirmek istediğiniz %1 iyileşmeler nerede? Cevabı yorum olarak ya da dilediğiniz platformdan bana ulaştırabilirsiniz.
Bugün sadece bir adım atarak hedefinize doğru nasıl ilerleyebileceğinizi ve mükemmel %1’i hayatınıza nasıl eklemeniz gerektiğini öğrenmek için İmkansız Gözüken Duvarlar yazımızı okuyabilirsiniz.
Kaynaklar ve ileri okuma için:
This Coach Improved Every Tiny Thing by 1 Percent and Here’s What Happened
How 1% Performance Improvements Led to Olympic Gold