Akıllı Telefonlarınız Gerçekten Ortam Dinlemesi Yapıyor Mu?

Son bir kaç yıldır sürekli olarak karşımıza çıkan bir iddia var; akıllı telefonların mikrofonları vasıtasıyla ortam dinlemesi yaptığı ya da telefon görüşmelerimizi dinlediği ve bu verileri bize reklam sunmak için kullandığı. Facebook ve Cambridge Analytica haberlerinden sonra yine ayyuka çıkan bu iddiaların doğruluğunu araştırmak için bir yazı yazmaya karar verdim. Peki bunun sadecilikle ne alakası var diye soracak olursanız şöyle açıklamak istiyorum; önümüzdeki günlerde dijital sadeleşme başlığı altında sosyal medya ve internet kullanımımızı düzenlemeyi ve bilinçli internet kullanıcıları olmayı anlatacağım. Bunun bir parçası da kullandığımız uygulamaların ardındaki işleyişi ve kullanıcı psikolojisini anlamak. İnternet gibi bir nimete sahipken maalesef tembelliğimizden ve sorgulama yetisini geliştiremediğimiz için doğru bilgiye, doğru kaynaktan erişmekte güçlük çekiyoruz. İçinde bulunduğumuz pek çok platformun bizi bağımlı hale getirdiği, metalaştırdığı ve üzerimizden kazanç sağladığı doğru fakat spekülasyonların ateşlediği dayanağı olmayan argümanları yine bu platformları kullanarak yaymak da tam olarak bu mantığa hizmet eden bir davranış. Fazla uzatmadan iddialara ve kaynaklarına geçelim.

İddia: Akıllı telefonlarımızın mikrofonu vasıtasıyla dinleme yapılıyor.

Gerçek: Kısmen doğru.

Akıllı telefonlarınız hangi işletim sistemine sahip olursa olsun yüklediğiniz uygulamalar sizden mikrofona erişim için izin isteyebilir. Fakat bu uygulamaların sizin izniniz olmadan dinleme yapması veyahut sizden izin aldığı amaçlar dışında bu kayıtları kullanması yasal değil. Yani mikrofon vasıtasıyla belirli durumlarda dinleme yapılıyor ve bu veri sizin izin verdiğiniz işlemler için, izin verdiğiniz sınırlarda kullanılıyor. Burada küçük bir parantez açalım; izinsiz olarak mikrofona erişmek uygulamalar açısından pek mümkün değil fakat iOS işletim sisteminin sahibi Apple ve Android işletim sisteminin sahibi olan Google teknik olarak bunu yapabilir fakat yine yasal olmadığı gerçeğini değiştirmez. Bu tür gerçeklerin eninde sonunda ortaya çıkma huyu olduğu için bu büyüklükteki şirketler verilerinizi genelde yasa dışı yollara başvurarak değil okumaya üşendiğiniz kullanıcı sözleşmelerinin arasına bu maddeleri sıkıştırarak sizden bu izinleri yasal bir şekilde alır. Bu verilerin aktarıldıktan sonra nasıl kullanıldığı aslında daha az kontrolümüz olan kısım. Yasal olmayan amaçlar için bu verilerin kullanılması bu verileri toplayan şirketlerin insafına kalmış durumda. Fakat yineliyorum herhangi bir şirketin yasal olmayan yollarla ortam dinlemesi yaptığına dair bir kanıt henüz yok.

İddia: Akıllı telefonlarımız vasıtasıyla yapılan dinleme verileri işlenerek bize hedefli reklamlar gösteriliyor.

Gerçek: Doğru değil.

Facebook, Instagram ya da Google’ın konuşmalarımızı dinlediği ve bu konuşmaları analiz ederek bize reklam gösterdiği iddiası doğru değil. Yıllardır farklı formatlarda yinelenen bu iddiayı doğrulayacak herhangi bir somut kanıt bulunmuyor. Google bu iddialara karşın yazılı açıklamasında “Herhangi bir cihazdan reklam hedeflemesi yapmak için herhangi bir şekilde ortam dinlemesi yapmıyoruz.” dedi. Facebook da aynı iddiaları “Reklamları ilgi alanlarınız ve profilinizdeki diğer bilgilere dayanarak hedefleme seçeceği sunuyoruz, yüksek sesle konuştuklarınıza göre değil.” açıklamasında bulundu.

Facebook Telefon Dinlemesi Yapıyor Mu

İddiaların Kaynağı Nedir?

İddiaların kaynağı artan sayıda kullanıcının sosyal medyada paylaştığı güncellemeler. Kullanıcılar belirli bir konu ya da ürün hakkında konuştuktan kısa bir süre sonra bu konuyla alakalı reklamlar gördüğünü iddia ediyor hatta bu fenomenle ilgili videolar paylaşıyor. Bu videoların hiçbirinde somut bir kanıt bulunmadığı gibi sadece popüler bir fenomenin kazandırdığı trafikten faydalanmak için kurgulanmış videolar olma ihtimali de yüksek.

Uzmanlar Ne Diyor?

  • Eski Facebook çalışanı Sandy Parakilas böyle bir uygulamanın gerçek olmasına ihtimal vermediğini söylüyor. Sürekli ortam dinlemesi yaparak bu verinin aktarılması ve analiz edilmesinin teknik olarak yüksek maliyetleri olacağını ve şirketlerin bu veriye ihtiyacı da olmadığını söylüyor. Parakilas, “Bu şirketler sizin hakkınızda muazzam miktarda bilgiye sahipler ve bu da size neyin reklam olarak sunulacağına dair tahminlerde bulunmalarını mümkün kılıyor.” diyor. Bu verilerin hepsini gönüllü olarak verdiğimizi düşündüğünüzde daha az efektif olacak bir sistem için bu riskleri almak çok mantıklı bir seçim gibi durmuyor.
  • DuckDuckGo’nun kurucusu Gabriel Weinberg “Facebook ve Google’ın bu seviyeyi çoktan geçtiğini düşünüyorum. İnsanlar, bu şirketlerin onlar hakkında neler bildiğinin ve ne kadar kesin hedefleme yapılabileceğinin farkında bile değiller.” diyor.
  • CBS ve güvenlik uzmanı Bill Budington’ın ile birlikte yaptığı araştırmanın sonucu olarak da Budington herhangi bir ses verisinin karşı tarafa aktarıldığına dair bir ize rastlamadıklarını belirtiyor.
  • Imperial College London profesörlerinden David Hand BBC’ye verdiği demeçte “Evrimsel olarak bir açıklama aramak için eğitildik. Burada da benzer türde bir şey var. Bir tesadüf oluşuyor ve açıklamanın bir tesadüf olmaması gerektiğini düşünüyoruz, çünkü bu şans olamaz. Fakat bu tesadüfün gerçekleşmesi için günümüzde çok fazla fırsat var. Küçük bir şansı olan ve bunu gerçekleştirmek için yeterli fırsat verilen bir ifadeyi ele alırsanız, kaçınılmaz olarak gerçekleşecektir.” diyor.
  • Uzmanların açıklamaları da göz önünde bulundurulduğunda bu şirketlerin dinleme yaptığını düşünmemize sebep olan başka kavramlar olabileceğini görüyoruz.

Peki Neden Konuştuklarım Hakkında Reklamlar Görüyorum?

En olası açıklama şu şekilde: bu bir tesadüf ya da hayal gücünüz sizi öyle olduğuna ikna etmeye çalışıyor. Normal bir internet kullanıcısı, her gün binlerce reklam görüyor ve bunların çoğu Instagram ya da Facebook tarafından servis ediliyor. Muhtemelen bu reklamların çoğunu, özellikle ilgisiz olanları görmezden geliyorsunuz. Fakat zaman zaman yakın bir tarihte konuştuğunuz, duyduğunuz kavramlar önünüze geldiğinde bu reklamı bilinciniz açık bir şekilde inceliyorsunuz. Bu etki Baader-Meinhof fenomeni ile de açıklanabilir. Aynı zamanda frekans yanılsaması olarak da geçen bu fenomen yeni bir kelimeyi ya da kültürel referansı öğrendiğinizi fark ettikten sonra sürekli aynı kavramın karşınıza çıkması durumudur. Bu bilişsel yanlılık biçimi bir şeylere hak ettiğinden daha fazla önem verme eğilimimizden kaynaklanır. Bu durum aynı zamanda algıda seçicilik ile de açıklanabilir.

Facebook İllegal Dinleme Yapıyor

Algıda Seçicilik Nedir?

Algıda seçicilik duyu organlarına gelen bir çok uyarandan sadece bazılarının algılanmasıdır. Beynimizi daha efektif kullanmak için gün içinde karşılaştığımız pek çok uyarandan sadece seçtiklerimizin bilinçli bir şekilde algılanması ve işlenmesi buna sebep olur. Yan masadaki sohbette adınız geçene kadar bilinçsiz bir şekilde başkalarını dinlediğinizin farkında olmamanız buna bir örnektir. Ya da araba almaya karar verdikten sonra karşınıza çıkan araba reklamları, haberleri ve konuşmaların farkına varmanız. Bu yazıyı okuduktan sonra ya da yukarıda bahsettiğim videolardan birini izledikten sonra konuştuklarınız ve reklamlar arasında bir korelasyon aramanız da zihnimizin bir şeyleri anlamlandırma ve bağlantı kurma ihtiyacının bir ürünüdür.

Remarketing Nedir?

Günümüzde pek çok reklamveren kullanıcılarına hedefli reklam gösterebilmek için veri şirketleriyle birlikte çalışıyor. Hatta büyük şirketlerin bu işi yapmak için geliştirdikleri kendi teknolojileri mevcut. Remarketing (Yeniden Pazarlama) hepimizin hayatında olan ama çoğu insanın kasıtlı kullanımının farkında olmadığı bir kavram. Google ve Facebook’un da bu konuda kendi teknolojileri mevcut. Google’da bir arama yaptığınızda Youtube’da bu konuda önerilen bir videoyu görmeniz ya da bir alışveriş sitesinde dolaştıktan sonra aynı ürünleri Facebook reklamı olarak görmeniz bu teknolojinin bir sonucu. Yapılan bir çalışmaya göre tüm websitelerinin %76’sında Google’ın izleme kodu, %23’ünde ise Facebook’un izleme kodu bulunuyor. Yani ziyaret ettiğiniz websiteleri hedefleme için verilerini Google ve Facebook’la paylaşıyor. Bunun yanısıra Google yaptığı bir açıklamada Amerika’daki kredi kartı ve debit kart işlemlerinin %70’ine erişebildiğini söylüyor.

Peki bizi kim dinliyor?

Şu ana kadar geniş çapta bir ortam dinlemesi yapıldığına dair hiçbir delil olmadığını yazmıştım. Peki bizi dinleyen hiç kimse yok mu? Şimdiye kadar kanıtlanmış olan dinleme ile alakalı haberlere bir bakalım

İddia: Alphonso adlı uygulama televizyonda izlediğimiz dizi ve filmleri dinliyor ve bunları bize daha alakalı reklamlar göstermek için kullanıyor.

Gerçek: Doğrulandı.

Alphonso adlı şirketin yazılımını sistemlerine dahil eden 1000’e yakın uygulama arka planda çalışırken bile ortam dinlemesi yapıyor ve izlediğiniz dizi ve filmlerin bilgisini daha alakalı reklamlar göndermek için reklam şirketleriyle paylaşıyor. Çoğu yurtdışında çalışan bu uygulamalar bu durumu gizlemiyor ve uygulamayı yüklerken sizden bunun iznini alıyor. Yazının başında bahsettiğim gibi okumadığımız kullanıcı sözleşmelerinde bu detaylar mevcut yani. Örneğin Alphonso’nun müşterilerinden biri olan Pool 3D (bilardo oyunu) uygulamasının Play Store sayfasında şöyle bir açıklama yer alıyor.

“Bu uygulama, bir üçüncü taraf hizmeti olan Alphonso tarafından sağlanan Alphonso Otomatik İçerik Tanıma (OİT) yazılımı ile entegre edilmiştir. Uygulamayı indirirken verilen izninizle, OİT yazılımı cihazınızdaki mikrofondan kısa süreli ses örnekleri alır. Mikrofona erişim yalnızca sizin izninizle yapılır ve ses örnekleri cihazınızdan çıkmaz, bunun yerine dijital “ses imzaları” haline dönüştürülür. Sesli imzalar, televizyonunuzda, oyun konsollarında, yayın veya başka bir video kaynağında (örneğin TV şovları, reklamlar vb.) dahil olmak üzere televizyonda yayınlanan ticari içeriklerle karşılaştırılır. Bir eşleşme bulunursa, Alphonso bu bilgileri mobil cihazınıza daha alakalı reklamlar sunmak için kullanabilir. OİT yazılımı sadece bilinen, ticari ses içeriğiyle uyumludur ve insan konuşmalarını veya diğer sesleri tanımlamaz veya anlamlandırmaz.”

İddia: Google asistan bizi dinlememesi gereken zamanlarda dinliyor.

Gerçek: Doğrulandı.

Google’ın sanal asistanı Apple’ın “Hey Siri” özelliğine benzer şekilde “OK Google” kelimelerini duyunca aktif hale geliyor ve gerçekleştirmek için talimatlarınızı dinlemeye başlıyor. Geçen yaz çıkan haberlere göre bu sistemin kısmen hatalı çalıştığı ve pek çok durumda Google Asistan’ın sadece “Okey” kelimesinin duyduktan sonra da dinlemeye ve kayıt etmeye başladığı ortaya çıktı. Apple’ın aksine Google kullanıcı hakkında topladığı tüm verileri açık bir şekilde listelediği için bu hatadan etkilenip etkilenmediğinizi anlamak mümkün. https://myactivity.google.com/myactivity adresine giderek “Konuşma ve Ses Aktivitesi” başlığının altında eğer kaydedilmiş konuşmalarınız var ise görebilir, dinleyebilirsiniz. Yine aynı adresten bu özelliği kapatmak da mümkün. Bu hatanın çoğunlukla İngilizce konuşan ve  Google Asistan’ı aktif olarak kullanan kullanıcılarda görüldüğünü de ekleyelim.

Sonuç kısmına geçmeden önce Wall Street Journal tarafından hazırlanan ve yukarıda bahsettiklerimizin kısa bir özeti mahiyetinde olan “Neden Facebook mikrofonunuzu dinliyor gibi geliyor?” başlıklı videoyu izlemenizi öneririm.

Sonuç:

Durumu olabildiğince kısa ve teknik ayrıntılara girmeden anlatmaya çalıştım. Bahsettiğim araştırmalar ve haberlerin linkini aşağıda bulabilirsiniz. Şu an için Facebook, Google ya da herhangi bir şirketin isteğimiz dışında bizi dinleyerek bize reklam gösterdiğine dair bir kanıt yok. Gelecek günler ne getirir bilinmez, yeni kanıtlar ve çalışmalar doğrultusunda yeni bilgiler ortaya çıkarsa onları da bu yazıya eklemeye çalışacağım. Eğer hala bu uygulamaların sizi dinlediğine inanıyorsanız bu adresten tüm cihazlarınız için mikrofon izinlerini nasıl kapatacağınızı öğrenebilirsiniz. Tüm bu detayların arasında asıl dikkat çekmek istediğim nokta medya okuryazarlığı. Teknolojinin bize sunduklarını kullanırken gözü kapalı bir şekilde her servise üye olmak, karınca duası gibi yazılmış kullanıcı sözleşmelerini okumadan onaylamak yakın gelecekte bizi sıkıntıya sokabilir. Dahil olduğumuz platformlar ve nasıl işledikleri konusunda bilgi sahibi olmak bizi her zaman olmamız gereken konumda tutacak ve sosyal medyayı nasıl kullanmamız gerektiği konusunda bize yardımcı olacaktır. Yazıyı geçtiğimiz ay teyit.org‘da yayınlanan bir çalışmadan alıntıyla bitirmek istiyorum.

Medya Okuryazarlığı

Açık Toplum Enstitüsü’nün (Open Society Institute) 2018 Medya Okuryazarlığı Endeksi yayınlandı. Bianet’in 3 Nisan 2018 tarihli haberine göre bu yıl ikincisi yayınlanan endekste, Türkiye sondan ikinci sırada yer alarak Makedonya’nın ardından “sahte habere karşı en az dirençli ikinci ülke” oldu.

Kaynaklar ve ileri okuma:
Are smartphones listening and targeting us with ads?
Testing the long-held belief that Facebook listens to your conversations to advertise stuff
Your smartphone is listening to you
‘Facebook is listening to me’: Why this conspiracy theory refuses to die
How Google is secretly recording you through your mobile, monitoring millions of conversations
What’s the Baader-Meinhof phenomenon?
Facebook Listens?

İlginizi çekebilir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir